Türkiye'de Punk ve Yeraltı Kaynaklarının Kesintili Tarihi 1978-1999

Türkiye'de Punk ve Yeraltı Kaynaklarının
Kesintili Tarihi 1978-1999

An Interrupted History of Punk and Underground
Resources in Turkey 1978-1999


 (Arkaplanı değiştir, İçeriği gizle,)

Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden Üretilebildiği Çağda: Sanat yapıtı olarak kitap

Deniz Erbaş, Virgül Dergisi, Ocak 2008

BAS, sanatçı kitapları ve sanat konulu basılı malzemelerin bir araya getirilerek toplandığı, çeşitli işbirlikleri yoluyla sanatçıların kitap üretimlerinin de yapıldığı bir oluşum ve mekân. Sanatçı Banu Cennetoğlu'nun inisiyatifiyle 2006 yılında kurulan ve İstanbul Tünel'de faaliyet gösteren BAS, sanat alanındaki altyapıların sınırlı olduğu ortamlarda "kitap"ın geçerli bir araç; bu yolla üretilen sanat işinin ise nazaran düşük maliyetle geniş kitlelere ulaşmasında etkili ve alternatif yollardan biri olduğu düşüncesinde temelleniyor. Kitaba sanatı içerecek bir mekân muamelesi yapıldığı ve kitabın başlı başına bir sanat yapıtı olarak ele alındığı, sanatçının ise kitabı kendi üretimini belgeleyen bir mecra olarak değil de, bizzat sanat üretimi için başvurduğu bir alan olarak gördüğü bir oluşum BAS. Bunun yanı sıra, yerli ve yabancı sanatçıların kitap işlerinden oluşan ve sürekli güncellenen bir arşiv de herkesin kullanımına açılmış. BAS tek kişilik bir girişim olmakla birlikte, sanatçı kitabı ve basılı malzeme üretimleri kolektif çalışmalarla hayata geçiriliyor.

BAS'ın ilk yayını, Masist Gül'ün Kaldırım Destanı – Kaldırımlar Kurdunun Hayatı adını verdiği el yapımı mecmuası Bent 001, Mayıs 2006'da yayımlandı. Sanatçının öngördüğü gibi her ay bir sayı olmak üzere altı sayı yayımlanan Kaldırım Destanı, Bent serisi içerisinde, aslına bire bir sadık kalınarak hazırlandı. Bent serisi, genç sanatçı Aslı Çavuşoğlu'nun Bent 002 – Takip adlı çalışmasıyla devam etti. Takip, Fransızca-Türkçe ve Japonca-Türkçe dil kullanma kılavuzlarındaki kalıp cümlelerin farklı bir bağlamda yeniden kurgulanmasıyla oluşan bir polisiye aşk hikâyesi. Bent 003 ise, sanatçı Emre Hüner'in kitap sanat yapıtı. Çeşitli nesne ve tabiat unsurlarının figüratif çizimlerinden oluşturduğu kişisel arşivindeki her parçayı dijital yolla çoğaltan Emre Hüner, bu imgeleri kullanarak kitap sayfalarında distopik sahnelerle örülü bir yapı inşa etmiş.

BAS'tan 21 Kasım'da çıkan son çalışma ise, öncekilerin aksine dokümanter nitelikte bir kitap. Türkiye'de Punk ve Yeraltı Kaynaklarının Kesintili Tarihi, 80'li yıllardan 90'lı yılların sonlarına Türkiye'de punk'ın kendini somut olarak ifade ettiği müzik ve yeraltı kaynaklarını içeriyor. Döneme tanıklık etmiş bellibaşlı grup ve kişilerle yapılmış söyleşiler, yüze yakın görsel ve o dönemlere ait yirmi sekiz demo kaydından oluşan tamamlayıcı CD'si ile konusundaki bu "ilk" kitap, punk'ın Türkiye'deki kesintili tarihini merak edenlere kapsamlı bir kaynak sunuyor.

Punk akımının 80 sonrası Türkiye'sinin özgül koşulları içerisinde bir altkültür hareketi olarak hangi dinamiklerden beslendiğine, bu dönem gençliği açısından nasıl bir ifade ve kimlik inşa etme mecrası oluşturduğuna, herhangi bir bilimsel inceleme yöntemine bağlı kalınmaksızın, röportajlar aracılığıyla kişisel tarihler ve öznel anıların penceresinden bakıyor. Kitabın editörleri, çalışmalarının hiçbir şekilde bir sosyolojik vaka veya "şizoanket" ya da bir sözel tarih çalışması olarak okunmaması gereğine vurgu yapsalar da, 80 sonrası gençliğini ele alan çalışmalar için önemli bir kaynak teşkil edeceği de aşikâr. Kitabın editörlerinden Sezgin Boynik, punk akımını "zamanına göre putkırıcı, anti-otoriter, saldırgan, eleştirel ve bununla beraber Batıcı, şehirli, elitist ve kitsch karşıtı olan bir kültür" olarak tanımlarken, Türkiye'de kitabın konu aldığı dönemdeki punk gençliğini solcu ebeveynlerinden, yerel ve milli olmaktan, dönemin sığ popüler kültür üretiminden sıkılmış, gözünü özgürlükçü alternatiflere, dünya gençliğine hâkim olan uluslararası dinamiklere diken, kabuğunu ve kalıbını kırma ihtiyacı duyan bir kuşak olarak tanımlıyor. Bu özelliğiyle punk, internetin hayatlarımıza girişinden hemen önceki dönemde dünyada olup bitenlerle iletişim kurma yollarını zorlayan genç bir kitlenin altkültür alanı olarak belirginleşiyor.

"80'lerde Punk'ın (Türkiye'deki her şeyin olduğu gibi) karanlık tarafında Demokles'ın kılıcı gibi asılı duran liberalizm ve Turgut Özal figürü var. Birkaç yerde bu kitapta tartışmalı bir şekilde ismi geçen Özal, açılma teorisi için belalı bir isimdir. Çünkü hem Punk'ın özgürleşme isteği hem de Özal'ın liberal kapitalist Pazar programı aynı açılma ve dünyaya ait olma isteğiyle birlikte okunabilir. "Unutmayalım ki ilk İstanbul Sanat Bienali ve ilk Punk grubunun kurulması da aynı tarihe denk gelir," diyen Boynik, punk akımının Türkiye'nin o dönemde içinden geçtiği süreçle örtüşen ve paralellik gösteren karanlık taraflarına da vurgu yapmaktan çekinmiyor. Dönemin fon müziğini ve en önemli dinamiklerinden birini oluşturan Headbangers, Noisy Mob, Hong Kong Virus, Spinners, Cmuk, LSD, Dead Army Boots, Rashit, Tampon, Athena, Moribund Youth/Turmoil, Ask It Why, Radical Noise, Kranch, Zen, Leblebi, Art Diktatör punk gruplarının temsilcileri, bunun yanı sıra, fotokopiyle çoğaltılan ve punk akımından çok daha geniş kitlelerin iletişim kanalını teşkil eden fanzin kültüründen Mondo Trasho, Disguast, Gorgor ve %30 fanzinlerinin yaratıcıları ile yapılan röportajlar dönemin ruhunu kavramak için önemli ipuçları sağlıyor. Ayrıca Deniz Kitabevi, Kod Müzik gibi, çoğunlukla Beyoğlu ve Kadıköy bölgesinde yoğunlaşan fiziki yapıyı da görünür kılan kitapta "Dışardan Bakanlar" başlığı altında toplanan, Murat Belge, Murat Beşer, Halil Turhanlı, Anders Ahlen ve Luk Haas söyleşileri, punk akımına dışarıdan ve farklı bakışlara yer vermesi açısından konuyla ilgili oldukça demokratik bir okuma sunuyor.

İngilizce çeviri kısmıyla birlikte 570 sayfayı aşan ve tanıtıcı CD ve görsellerinin zenginliğiyle yoğun bir çaba ve emeğin ürünü olan Türkiye'de Punk ve Yeraltı Kaynaklarının Kesintili Tarihi, BAS'ın bizlere kazandırdığı son yayın. Sanatçı kitabı kavramının değişik uygulama ve alternatiflerini görünür kılmayı hedefleyen ve bugüne kadar çıkardığı yayınlarla da bu hedefe ulaştığını kanıtlayan BAS, kitaba bakış açımızı çeşitlendirmek ve sanatçıların kitabı bir araç olarak ele aldıklarında kitap formatını nerelere vardırabildiklerini görmek için kesinlikle uğranması gereken bir mecra.